Antakya'nın tarihine nasıl bakılır? + Argonotlar Ajanda
Bu hafta Tuğçe Tezer'le Antakya Yürünebilir Kent Tarihi projesini konuştuk. Fatih Özgüven de Bugünü Resmetmek sergisine dair eleştiri kaleme aldı. Yaz sergileri Argonotlar Ajanda'da!
Antakya unutulmasın diye…
Tuğçe Tezer’le Antakya ile kurduğu tutkulu ilişkinin izlerini sürerek Antakya Yürünebilir Kent Tarihi Rehberi’ni nasıl ortaya çıkardığını ve kentin kültürel mirasını koruma çabasını konuştuk.
📌 Tuğçe Tezer’in 2013’ten bu yana yürüttüğü çalışmaların ürünü olan Antakya Yürünebilir Kent Tarihi Rehberi projesi bugün ayrı bir önem taşıyor. Yürünebilir Tarih turlarının ilki 12 Temmuz’da gerçekleşecek.
Çok katmanlılık, Antakya’da belirgin bir özellik. Kurtuluş Caddesi’ne askeri kışla tarafından girip yürüdüğümüzde o caddede gördüğümüz bazı yapılar bizi Fransız dönemine götürüyor, bazı yapılar ise Osmanlı ya da erken Cumhuriyet dönemine. Habib-i Neccar Camii’ne baktığımızda orada bir kilisenin, altında da bir pagan tapınağının olduğunu biliyoruz. Zaten Kurtuluş Caddesi (Roma dönemindeki adıyla Herod Caddesi) dünyanın meşalelerle aydınlatılan ilk caddesi. Yerin 11 metre altında ise sütunlu bir Roma Caddesi var. Bazı yapılar bizi tarihin içinde alt katmanlara götürebilir. Bir gün, Antakya’nın Osmanlı dönemini yürümek veya Affan Kahvesi’nden başlayarak erken Cumhuriyet dönemini keşfetmek isteyebilirsiniz. Bu ve benzeri düşünceler beni çok heyecanlandırmıştı. Bir yandan mobil bir uygulama yapmanın yollarını araştırıyordum. Bir yandan da Nisan 2023 itibariyle her ay bir “Yürünebilir Tarih Turu” yapmayı hedefliyordum. Mobil uygulamada da yapı kartlarını birleştirmek istiyordum. Hangi yapının önündeyseniz, navigasyon o mekânla yapı kartını eşleştirip size anlatacaktı. “Tasarladığım uygulamayı görme ve yürüme engelli insanlar nasıl kullanabilir” diye de düşünüyordum. Artık turları rehberin de parçası olan Antakya yapılarının; örneğin Affan Kahvesi’nin yeri, anlamı, tarihi unutulmasın diye yapacağız.
Bugün ama hangisi?
Yapı Kredi Sanat Galerisi’nde sürmekte olan “Bugünü Resmetmek” sergisini Fatih Özgüven değerlendirdi: Nedir bugünü resmetmek? Yoksa kastedilen bu günü resmetmek mi?
Sergi, Türkiye sanatıyla ilgili çoğu sergi gibi modernleşme “serüvenimiz” vb. ile bağ kurma meselesini önemsemeden edemiyor. (En azından katalog yazılarında.) Ama sergilenen sanatçıların en kıdemlisinden günümüze doğru bir çizgi çekecek olursak “70’lerden beri aralıksız resim yapan” Figen Aydıntaşbaş’tan bugüne gelen bir hattan da bahsedebiliriz. Ya da acaba bahsedebilir miyiz? Aydıntaşbaş’ın işlerinin 2021 tarihli olduğu göz önünde bulundurulursa o gün’den bu gün’e eklemlenmeyi gerçekleştirmiş bir (tek?) sanatçıdan bahsediyoruz da asıl kast ettiğimiz bugün aslında kabaca 2000’lerin bugünü mü?
İnsan neyin kaybolduğunu ve neyin asla yerine koyulamayacağını düşünmek için nadiren duraklar

Elinin Emeği Gözünün Nuru’nda bir kadının, hatta el yazısıyla yazdıklarından tanıdığımız bir “sanatçı”nın hikâyesine tanık oluyoruz. Bir zamanlar güzel el işi danteller yapan, sofrasına keten işli peçeteler koyan, masa örtüleri seren, gece uykudan önce zarif saten geceliğini giyen, beyaz elbisesi ve narin bedeniyle bu eski köşkte salınan ve belki gece pencerede durup uzaklara bakan, sevgilisinin yolunu gözleyen bir kadın. Aslında kendini çok da önemsemediğini söyleyen, ve kendisiyle ilgili bir araştırmaya soyunulmasını şaşkınlıkla izleyen, belki de özlemle hayatı boyunca görülmeyi ve duyulmayı bekleyen bir kadın. Biraz Melike’nin yaptığı meditasyonla bağ kurmaya çalıştığı “mektup” ile biraz da hikâyenin karakteri kadının yazdığını tahmin ettikleri gerçek cümlelerle şekillendirdikleri bir yarı-kurgu hikâye. Elinin Emeği Gözünün Nuru fikrinin çıkışı olan, sergi mekânının girişindeki molozlarla başlıyor. Karakterin bir hayalet gibi mekâna yerleştirdiği el emeği örtülere, peçetelere, kıyafetlerine girişteki odadan yayılan sesi eşlik ediyor.
DUYURU: Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri
Ses enstalasyonları 5 Haziran 2024 – 6 Nisan 2025 tarihleri arasında Salt Beyoğlu’ndaki Kış Bahçesi’nde!
Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri, Özcan Ertek, Passepartout Duo, Fulya Uçanok, Ömer Sarıgedik ve Zeynep Ayşe Hatipoğlu’nun Salt Beyoğlu’ndaki Kış Bahçesi’nde art arda yer alacak bir dizi ses enstalasyonundan oluşuyor. Program, adını elektronik müziğin öncülerinden Mort Garson’ın bitkilere ithaf ettiği Mother Earth’s Plantasia (1976) albümünden alıyor.
Argonotlar Ajanda
Argonotlar Ajanda güncel sergileri takip edebileceğiniz bir rehber.
Yeni sergiler
.artSümer, Backroom, 6 Temmuz - 31 Ağustos
Devam eden sergiler
Zilberman Selected, Ev Başladığın Yerdir, 20 Temmuz
Sanatorium, Filizlendiğimiz Bir Çatlak, 20 Temmuz
Art On, Crossroads VII, 20 Temmuz
Arter, Prix Pictet Human, 27 Temmuz
The Pill, The Color Out of Space, 27 Temmuz
Quick Art Space, Gökyüzünün Karnında(n) / Kaan Kemal Öner, 31 Temmuz
Zilberman İstanbul, Kīpuka / Erinç Seymen, 2 Ağustos
Arter, GLOSSOLALALA, 4 Ağustos
Yapı Kredi Kültür Sanat, Bugünü Resmetmek, 11 Ağustos
Salt Beyoğlu, Havaya Dair / 2050+, 18 Ağustos
Yunt, Buraya Nasıl Geldik? / Mike Berg, 25 Ağustos
Meşher, Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar, 29 Eylül
Salt Galata, Öyleyse En Başa Dönelim / Itizar Barrio, 29 Eylül
Arter, Göründüğü Gibi / Şakir Gökçebağ, 10 Kasım
Arter, Uçurtma Zamanı/Jackie Matisse, 12 Aralık
Arter, Farz Et Ki Sen Yoksun, 29 Aralık
Görmek için son günler
Pilot Galeri, Beden Fragmanları, 13 Temmuz
Haftaya görüşmek üzere.