Argonotlar Almanak 2024, border_less ARTBOOK DAYS kapsamında okurlarla buluşuyor.
Bu hafta border_less ARTRBOOK DAYS'teyiz. Haftanın yeni sergileri, devam edenler ve kapanmak üzere olanlar ise Argonotlar Ajanda'da!
Argonotlar Almanak 2024, border_less ARTBOOK DAYS kapsamında okurlarla buluşuyor.
border_less ARTBOOK DAYS’in yedinci edisyonu, bu sene 9–11 Mayıs tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ev sahipliğinde gerçekleşiyor.
Yayını olan, baskı materyalleri, metinler ve edisyonlu işler üzerine çalışan-üreten sanatçılar ve inisiyatifler ile yayım yapan müze, galeri, kurum ve enstitüleri bir araya getirerek kitap üretimleri üzerinden ortak alan yaratan border_less ARTBOOK DAYS’in yedinci edisyonu 9–11 Mayıs tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ev sahipliğinde gerçekleşiyor.
Argonotlar’ın yıl boyunca yayımladığı özgün içeriklerden bir seçki niteliğindeki Argonotlar Almanak 2024 de border_less ARTBOOK DAYS kapsamında okurlarla buluşuyor.
Ayrıca “Günü Biriktirmek: Sanat Yayınları ve Arşivin Direnişi” başlığı altında Sanat Dünyamız dergisinin editörü Fisun Yalçınkaya ve Genel Yayın Yönetmenimiz Kültigin Kağan Akbulut bir konuşma gerçekleştirecek.
🗓️ 10 Mayıs Cumartesi
⏰ 15.00
📍 Tabanlıoğlu Mimarlık
Nancy Atakan: Hafızanın ipliği
Nancy Atakan’ın İMALAT-HANE’de gerçekleşen “Beni Yok Etme” sergisi hafızanın, kimliğin ve varoluşun silinmeye karşı nasıl direnebileceğini sorgulayan bir düşünce biçimi
✍️ Nazlı Pektaş
Nancy Atakan’ın sanatı, unutmanın hızlandığı bir dünyada hatırlamanın ne anlama geldiğini sorguluyor. “Beni Yok Etme” sergisi, hafızayı sabit bir kayıt olarak değil, dönüşen, eksilen ve tamamlanan bir süreç olarak ele alıyor. Atakan, izleyiciyi yalnızca hatırlamaya değil, hatırlamanın doğasını düşünmeye, mekânda dolaşıp hafızanın katmanlarını hissetmeye davet ediyor.
Sergi, zamansal ve mekânsal geçirgenlik üzerine kurulmuş bir anlatıya sahip. İmgeler bir yerde sabit kalmıyor, kumaşlar mekânda hareket ediyor, fotoğraflar bir hafızayı mühürlerken dikişler onun tamamlanamayacağını, parçalı ve sürekli değişen bir yapı olduğunu hatırlatıyor. Bu sergi, hafızanın dondurulamayacağını, ancak dokunarak, işleyerek ve yeniden kurgulayarak korunabileceğini gösteriyor.
İnsan-merkezciliğin uzağında, sese gebe bir sessizlik
“Yeryüzünün Sesi” sergisi ses, sessizlik, beden ve doğa arasındaki geçirgen ilişkileri post-hümanist bir yaklaşımla ele alıyor.
✍️ Seda Niğbolu
Sesin sadece insanlar tarafından üretilmediği ya da insana ait olmadığı; mekânın, nesnelerin, doğanın, hatta sessizliğin bile bir sesi, bir söylemi olduğu bu alan ve onunla bağ kurmaya yönelik insan-merkezci olmayan bu çaba “Yeryüzü’nün Sesi” sergisini post-hümanist bir anlayışla da örtüştürüyor. Beden, doğa ve teknoloji karşılaştıkları eşitlikçi ve merkezsiz bir düzlemde hep birlikte titreşiyor, ses çıkarıyorlar, sınırları bulanıklaşıyor. Doğa ses dalgalarına, ses bir bedene dönüşürken bunun tersinin de gerçekleşmesiyle lineer zamanın yerini döngüsel bir zaman anlayışı alıyor. Dinlemekse artık sadece Batı medeniyetinin anlamı ölçme ya da veriye ulaşma amacının dışına taşarak bizden başka olanın varoluşunu anlama ve kabullenmeye veriyor yerini.
İfrat ve tefrit kıskacında var olma pratikleri
Kıraathane İstanbul’da gerçekleşen “Tedbir” sergisi sanatçıların hayatta kalma yöntemlerini irdelerken şeffaflığın toplumsal ilişkilerde ne ölçüde gerçekleşebileceğini sorguluyor.
✍️ Yıldız Öztürk
Dijital ağların bireyleri eşzamanlı kıldığını belirten Han, eşzamanlı ağın olumlu yönde bir şeffaflık algısı yarattığından söz eder ve şeffaflık toplumunun özelliklerinden birinin olumluluk toplumu olduğunu belirtir. Sara Ahmed’in Mutluluk Vaadi kitabında sözünü ettiği mutluluk dönemeci Han’da karşılığını olumluluk toplumu kavramında bulur. Han’a göre, olumluluk günümüzde farklılıkları görünmez kılan hegemonik bir söyleme dönüşmüştür. Peki, sanatçılar hem farklılığını ve yaratıcılığını koruyup hem de başta sergi daveti ve eser satışı olmak üzere sanat alanındaki dışlama pratiklerine maruz kalmadan sözünü nasıl söyleyebilir? Serginin de altını çizdiği gibi, otosansür oyunda kalmanın araçlarından biri olarak işlevselleştirilebilir. Şeffaflığı kendine mal eden ve kavramın içini boşaltan sisteme karşı bireyler gizliliği bir taktik olarak kullanarak yeni direniş formlarını hayata geçirebilir mi? “Tedbir”, şeffaflığı salt pozitif veya negatif anlamlarıyla düşünmek yerine bu kavramı diyalektik bakış açısıyla ele alıyor; hegemonya ve rızanın birlikte işlediğine vurgu yaparken şeffaflığın ancak toplumsal ilişkiler içinde konumlanabileceğini söylüyor. Böylece “Tedbir” izleyiciye kültür-sanat alanının tektipleşmesine karşı yeni bir söylem alanı kurarak direnme odaklarının varlığını hatırlatıyor.
Dokuma-ma: Bir halı ne zaman sanat eserine dönüşür?
Belkıs Balpınar’la, geleneksel kilim dokuma tekniklerinden yola çıkarak geliştirdiği “Dokuma-ma” tekniğini, çağdaş sanatla kurduğu özgün dili ve halının bir sanat nesnesine dönüşümünü konuştuk. “Zamana Dokunanlar” sergisi 18 Mayıs’a kadar görülebilir.
✍️ Hale Albayrak
Einstein’in boyutları ifade edişi beni çok etkilemiştir. Mikro ve makro evrenlere olan merakım dolayısıyla kuantum fiziği ve uzayla ilgili, hatta bazen beyin araştırmalarıyla ilgili yayınları takip ediyordum. Bu merakım yaptığım işlere de yansıyor. Uzayda ve yeryüzünde gözümüzün ilk bakışta farkına varmadığı değişik düzlemleri ya da bir şeye olduğumuz yerden değil, başka noktalardan bakıldığında görülebileceği biçimi “dokumanın olanakları içinde” göstermeye çalışıyorum. Kimi çalışmalarımda değişik düzlemleri göstermek için sonsuzluğu ifade eden spiral formlardan desenlerimi oluşturuyorum.
Argonotlar Ajanda
Argonotlar Ajanda güncel sergileri takip edebileceğiniz bir rehber.
Yeni sergiler
Galeri / Miz, Transparan / Filiz Piyale Onat, 14 Mayıs - 14 Haziran
Yunt, Başıboşlar, Gergedanlar ve Yanlış Anlamalar Hakkında / Guido Casaretto
10 Mayıs - 15 Ağustos
Yapı Kredi Kültür Sanat, Bir Arada, 9 Mayıs 2025 - 4 Ocak 2026
Galerist, Bir Resmin Bütün Parçaları / Nuri Kuzucan, 7 Mayıs - 21 Haziran
Decollage Art Space, Kır İğdesi / Mahmut Karatoprak, 6 Mayıs - 2 Temmuz
Hara, Tarihin Neresindeyiz? 19 Nisan - 30 Kasım
BüroSarıgedik ve Merdiven Art Space, Bir Nevi İşgal Hali / Gülsün Karamustafa, 5 Mayıs - 1 Temmuz
Devam eden sergiler
Bozlu Art Project, İçsel Harita / Merve Zeybek, 17 Mayıs
Dirimart Pera, Jak İhmalyan, 18 Mayıs
Martch Art Project, Uyumlanan Beden, 24 Mayıs
.artSümer, Ölen Bir Yıldıza Methiye / Banu Birecikligil, 24 Mayıs
Kun Art Space, Doğanın Gölgesinde / Hakan Çapkan, 24 Mayıs
Dirimart Dolapdere, HEPHİÇ / John Armleder, 25 Mayıs
The Pill, Stagehand-Perde II / Leyla Gediz, 31 Mayıs
Art On, Microswitch / Eser Gündüz, 31 Mayıs
Quick Art Space, Benzer Bir İpe Düğümlü Olmak, 4 Haziran
Pilot Galeri, Can’t Come, Still Emerging / Melih Çebi, 4 Haziran
Salt Galata, Ali Taptık, Merve Mepa, Aslı Uludağ, 15 Haziran
EVİN, Sezgiler ve İzler / Temür Köran, 21 Haziran
Meşher, Hikâye İstanbul’da Geçiyor, 13 Temmuz
Arter, İçinde Yaşadığımız Deri / Koray Ariş, 3 Ağustos
Borusan Contemporary, İçimdeki Şehir / Doug Aitken, 17 Ağustos
Borusan Contemporary, Ebedi Prelüd, 17 Ağustos
Pera Müzesi, Samih Rifat: "Çok İş Var Yapacak", 17 Ağustos
Pera Müzesi, Ay Işığıyla Dans / Marcel Dzama, 17 Ağustos
Arter, Duvar Çizimi / Can Aytekin, 14 Ocak 2025'ten itibaren
Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Muallâ, 7 Eylül
Arter, Heykel Olma Teşebbüsü / Franz Erhard Walther, 5 Ekim
Görmek için son günler
Galeri Nev İstanbul, Bu Bir Makastır / Sevinç Altan, 9 Mayıs
Rast Gallery, Mizantropi, 9 Mayıs
Galeri Siyah Beyaz, DUEL / Kirkor Sahakoğlu, 10 Mayıs
Zilberman Istanbul, Şeylerin Ailesinde / Itamar Gov, 15 Mayıs