

Discover more from Argonotlar Güncel Sanat Bülteni
Bu hafta güncel sanatın yanına farklı kelimeler ekliyoruz: Annelik, futbol ve kurşun dökmek + Argonotlar Ajanda
Bu hafta güncel sanatın yanına farklı kelimeleri eş zamanlı ekliyoruz: Annelik, futbol ve kurşun dökmek... Ayrıca ajandada gelecek sergiler ve sona ermek üzere olan sergileri görebilirsiniz.
Annelik, sanat emekçiliği ve arasında sıkışan her şey
Sanatçı, küratör ve yazar kimlikleriyle sanat dünyasında yer alan Larissa Araz, Didem Yazıcı, Nazlı Gürlek Hodder ve Sibel Horada’yla annelik ve sanat emekçiliği üzerine bir sohbet.
“Hamileliğim öncesindeki anne/sanatçıya ya da anne ve sanatçıya dönüşme korkusundan, hamileliğim sırasında artık karikatürize edilen “kadın sanatçı” olarak tüketilme kaygısından, doğum esnasında yaşanılan doğum travmalarından, bebeğin ilk aylarında bir canlıya bakım vermenin getirdiği müthiş yalnızlıktan ve de bütün bu süreçte kontrolümden çıkan bedenim, beynim ve hormonlarımın kırılganlığından hiç susmadan konuşmak istiyordum.”
Larissa Araz
Kadın sanatçıdan iş almamak yerine, özellikle daha çok iş almayı da seçebilirmiş, çünkü çoluk çocuğa karışıp karışmama meselesinin ekonomik bir karşılığı da var. Bakım ve ev işleri konularında pek çok profesyonelin başvurduğu çözümler, neden sanatçılar için ulaşılmaz olsun? Sanatçıların çalışabilmek için çocuklarıyla ilgili destek almaları, asistan tutmaları veya birtakım işlerini atölyenin dışında ürettirmeleri kadar olağan değil mi? Bir koleksiyoner, beğendiği sanatçıdan anneliğinin zorlu yıllarında da iş almaya devam ederek onun oyunda kalmasını sağlayabilir.
Sibel Horada
Bir kadının çocuk sahibi olması sanatını üretmesine ve sergilemesine bir engel değildir. Sanat kariyerine devam edecek olan kadın zaten doğru koşulları yaratacak, kendisi ve çocuğu için şartları tartıp biçecek ve kariyeri için doğru adımları atacaktır; çocuk bu yönde ne bir engel ne de bir yazgıdır.
Nazlı Gürlek Hodder
Kimi cis erkek küratörlerin anne olan sanatçılarla çalışmadığı ve buna benzer yorumlar yapıldığı biliniyor. Larissa’nın hamileliğini bir süre çalıştığı alandan saklamak istemesi sistemin önyargılarına karşılık doğal bir kendini koruma mekanizması. Hamileliğimin ilk dönemlerinde bu çekinceler ve korkuları ben de yaşadım. Ancak hamile olduğum süreçte çalışmaya ve sergi yapmaya devam etmek bana anneliğin ve küratörlüğün ne kadar çok kesişim alanı olduğunu fark ettirdi. Küratörlük sözcüğünün kökenleri ‘care’ (bakım)’dan geliyor, tıpkı annelikle kullanılan ‘bakım emeği’ (care labour) gibi. Bu süreçte anneliğin sadece doğum yapan kadınlara özgü olduğunu düşünmenin çok sınırlayıcı olduğunu fark ettim.
Didem Yazıcı
Futbol, güncel sanatın sahasına çıkarsa
Uğur Ugan, güncel sanatın konu edindiği başlıklarda pek görmediğimiz futbol olgusunu son sergisine taşıyan sanatçı Ferhat Özgür’le futbolun temas ettiği mahremiyet alanlarını ve sanatla ilişkisini konuştu.
Seçim yaklaşırken tribünlerden iktidara karşı yükselen muhalif seslerden, açılan pankartlara ve atılan sloganlara kadar, olumlu olumsuz yönleriyle bir tür özgür ifade kürsüsü. Futbol bizimle, mahremiyet alanlarımıza, yatak odamıza kadar sızmış durumda, daha doğrusu biz onu mahremiyetimizin bir parçası haline getirmişiz.
Kurmacalar, şiirler, gelecek ve kurşun dökmek
Yelta Köm’ün İstanbul’daki ilk solo sergisi “her şey tanıdık, her şey yabancı” 21 Mart – 30 Nisan tarihleri arasında Versus Art Project’te gerçekleşti. Köm ve serginin küratörü Ulya Soley’le çeşitli defalar değişen sergi kurulum sürecini, sanatçı-küratör işbirliğini, bilimle irrasyonel olanı, şiirle görsel sanatların birlikteliğini konuştuk.
Mekânla olan derdim oldum olası tüm pratiğimde kendini gösteriyor, bu sergi uzun yıllara yayıldığı için onlarca kez yeniden kuruldu. En başından beri serginin gelişmesinde ve araştırma sürecinde bana yanımda olan Kubilay Ercelep ve Serap Kaçmaz’la sergiyi kaç kere çizdik, kaç kere bozduk bilmiyorum. Olasılıkların sonu yok, bir yandan da bu akışın içinde kimi zaman durmak da gerekiyor. Benim bazı takıntılarım burada kendini gösteriyor, dijital mecrada son haline kadar modellemek, en küçük detayına kadar görmek istiyorum. Ama tabii sonra mekânda işler değişiyor, başka şekillere bürünüyor. İstanbul’da uzun süre prodüksiyon ve kurulumla zaman geçirince, mekânla başka bir ilişki kurmaya başladım, galeri mekânı bir anlamda yaşam alanım olmaya başladı.
Yelta Köm
Sokakta çok fazla karşımıza çıkan, gerçek haliyle çok fazla çağrışımı da olan, tarihi olan, arabesk, romantik, duygusal bir imge olarak gül var. Onu bir LED tabelada line art olarak görmek şöyle bir soru sorabilmemize alan açıyor: Bu haliyle gördüğümüz bir gül bize bir şeyler hissettirebilir mi? Zengin çağrışımlarını hatırlatabilir mi? Aslında bu, serginin diğer alanlarında da geçerli bir soru. O yüzden de tüm bu gelecek tahayülleri, teknoloji, iktidar, haritalar, bunların politikliği gibi bir yoğunluğun ardından insani bir dokunuş ve duygusal bir son gibi benim için.
Ulya Soley
📌Argonotlar Ajanda
Argonotlar Ajanda, İstanbul'daki güncel sergileri takip edebileceğiniz bir rehber.
Gelecek sergiler
Zilberman Galeri, Çatısız / Neriman Polat, 24 Mayıs - 15 Temmuz
.artSümer, Bu Dünyanın İçinde / Serkan Sümer, 18 Mayıs - 15 Temmuz
x-ist, Takma Bıyık / Doğu Özgün, 17 Mayıs - 24 Haziran
Devam eden sergiler
Summart Sanat Merkezi, Hane / Pınar Yılmaz, 5 Haziran
Depo, Dağdaki Keçi, Gökteki Ay, Sudaki Balık / Rezzan Gümgüm, 24 Haziran
Dirimart Pera, Ânın Peşinde / Çiğdem Aky, 11 Haziran
Arter, Sonsuz / Sarkis, 4 Şubat 2024
Bu ay sona erecek sergiler
Dirimart Dolapdere, Paradise on Sale / :mentalKLINIK, 28 Mayıs
Galerist, Üzerimdeki Yıldızlı Gökyüzü ve İçimdeki / Lara Ögel, 20 Mayıs
Art On Pera, Manyetik / Hüseyin Aksoylu, 27 Mayıs
Haftaya görüşmek üzere.