Çanakkale’den geçenler için bir adres: StudioMAHAL
Bu hafta StudioMAHAL'i ziyaret ediyoruz. Argonotlar Ajanda'da ise yeni sergi yok, ancak kaçırdığınızı düşündüğünüz sergilerin uzatılan tarihleri var.
Çanakkale’den geçenler için bir adres: StudioMAHAL
Çanakkale Bienali’ni düzenleyen CABININ ekibinin konuk sanatçı programı StudioMAHAL açıldı. CABININ’den Seyhan Boztepe ve Deniz Erbaş ve projenin yapısal destekçisi Bor Sanat sanat danışmanı Doç.Dr. Ebru Nalan Sülün ile konuştuk.
✍️ Kültigin Kağan Akbulut
Ebru Nalan Sülün: Çanakkale ve Bozcaada’yla yeni olmayan bireysel bir bağım zaten mevcuttu ve Mahal’e “geçerken uğrayan” isimlerdendim ve bu yolla aracı oldum. Çanakkale’de varlığıyla bölgede önemli bir değere dönüşen Mahal’i ve genç sanatçılara sunduğu fırsatları biliyorduk. Bor Sanat’ın misyonunda bağımsız sanatçıları, yayınları desteklemek önemli bir paydayı kaplıyor. Bunun da en iyi yollarından birisi “Konuk Sanatçı Programları”. Bu programlarda hem sanatçılara alan yaratılıyor hem de bölge halkıyla önemli sanatçıların buluşturulması sağlanıyor. Stüdyo Mahal’i Bor Sanat’taki ekip arkadaşlarımla gezip incelediğimizde konaklamaya dair eksiklikler olduğunu izledik. Bor Sanat’ın vizyon yaklaşımına çok uygun olan StüdyoMAHAL’e bu aşamada aslında dahil olma sürecimiz başladı. Bor Sanat altyapı desteğini vererek aslında programın başlamasına sebep olmuş oldu. Bizim için önemli olan, var olanların sürdürülebilirliğini sağlamak ve devamlılığı olan fayda. Ayrıca; farklı disiplinleri desteklemek ve disiplinlerarası oluşumlara katkı sağlamak da elbette oldukça önemli. Bu nedenle de Stüdyo Mahal’de destekleyeceğimiz projeler bizim için oldukça önemli.
Bedenin kabuğu, zamanın sırrı…

Bedenimiz bir kabuk olsa onu sırlayarak zamanı yavaşlatma imkânımız olur muydu? Gülşah Mursaloğlu’nun SANATORIUM’da izleyiciyle buluşan “Pul Pul Döküldü, Ufalandı Zaman” sergisi üzerine…
✍️ Işıl Aydemir
Byung-Chul Han, Yorgunluk Toplumu kitabında performans öznesi olan bireylerin üretme kültürü sevdasıyla kendini nasıl tükettiğini günümüzün psikolojik hastalıklarıyla anlatıyordu. Zamana yetişme telaşının kendi miladımızı hızlandırdığını görmezden gelmemiz çok ironik aslında. Han, aşırılığın sadece negatiflikten değil, pozitiflikten de doğduğunu belirtmişti. Bir şey yapmamaya direnmenin, zor olsa da yavaşlamayı düşünmemizin gerekliliği de bu çalışmanın beraberinde getirdiği bir soru olarak beliriyor.
Gözeneklerde Kutu Kutu Pense çalışması ise sergi hazırlığı boyunca biriken kabukların ezilerek, parçalanarak tekrar bir araya getirilmesiyle oluşuyor. Birikmiş zamanın kalıntıları olarak karşımıza çıkan bu iş, galeri mekânında duvarlara tutunarak resimsel bir dile bürünüyor. Kabuklar burada hem insanların hem de diğer türlerin üretim ve tüketim döngüsünün parça-bütün ikiliğini temsil ediyor. Ayrıca kabuklar üst üste binen zamanların bir toplamı olarak kırılgan ve naif görünümleriyle mekânda fosilleşmeye devam ediyor.
Müzisyeni kim dinliyor?
Kreşendo’nun “Müzikte Eşitlik: Türkiye’de Müzisyenin Durumu” raporu ekonomik ve toplumsal eşitsizlikleri gözler önüne seriyor. Rapordan öne çıkanları derledik.
✍️ Ayşen Güven
Raporun ilk sorusu aslında çok basit: Müzik sektörü gerçekten herkes için mi? Yanıtsa ürkütücü bir açıklıkla şu: Hayır, değil!
Türkiye’de müzik üretimi, yalnızca estetik ya da ifade alanı olarak değil, aynı zamanda sınıf, cinsiyet, coğrafya ve dijital eşitsizlikler tarafından da şekillendiriliyor. Müzik, kültürel çeşitliliğin temsili olması gerekirken, sesini en çok duyurabilenin hâkim olduğu bir piyasaya indirgenmiş durumda.
Bu yüzden rapordan çıkarılabilecek en önemli sonuçlardan biri: Eşitlik, romantik bir hedef değil; müzikal üretimin sürdürülebilirliği için bir ön koşul.
Yoksa bir çölde miyiz? Argonotlar’dan Kültigin Kağan Akbulut, Apaçık Radyo’da anlatıyor
Açık Dergi programına konuk olan Akbulut’un İlksen Mavituna’yla yaptığı sohbetin deşifresi Argonotlar Kütüphanesinde.
Evet, temsil zor bir şey. Ben şunu istiyorum, 10 yıl sonra ya da 20 yıl sonra Argonotlar kapandığında, insanlar kütüphanede bunu görüp ne düşünecekler? Birinci sıraya koymuyoruz bunu. Birinci sırada hiçbir zaman bu yok ama dokuzuncu, onuncu sırada bu var. Benim zamanında lisede yaptığım gibi kütüphaneye gidip o zamanki sinema yıllıklarına, bilmem neye baktığımda veya işte o almanak bölümüne gidip, ben şeyi de severim mesela işte Türk Müteahhitler Birliği almanağı falan, bakarsın böyle ne var diye. Ona baktığında ne göreceksin? O insan ne görecek? Sanat okuyan veya sanat yazarlığı yapan biri “Ya bu ekip ne yapmış?” diye baktığında mesela kafasında ne oluşacak? Her zaman aklımda olan bir soru. Beğenmeyebilir de. Ama aklında farklı fikirler oluşsun. Yani tek bir fikir oluşsun istemiyorum. “Burada işte Türkiye’den 2024’ün en baba sergileri var burada”, bu olmasın. Ve biraz kafası karışsın. “Ne biçim bir seçki bu?” desin mesela. Ben ondan heyecanlanırım. 20 yıl sonra Instagram olmaz herhalde ama o zamanki sosyal medya mecrasından beni bulup “Ben bunu gördüm. Çok tuhaf geldi. Niye böyle bir şey yaptınız zamanında?” deyip mesela yazsın bana. Düşüncelerini öğrenmek isterim ben.
Argonotlar Ajanda
Argonotlar Ajanda güncel sergileri takip edebileceğiniz bir rehber.
Uzatılan sergiler
Galeri / Miz, Transparan / Filiz Piyale Onat, 21 Haziran
Galeri Siyah Beyaz, Neşemde bir Şeyler Eksik / Beril Ateş, 21 Haziran
Galerist, Bir Resmin Bütün Parçaları / Nuri Kuzucan, 28 Haziran
Decollage Art Space, Kır İğdesi / Mahmut Karatoprak, 27 Temmuz
Çağla Cabaoğlu Gallery, 25. Yıl: Yankı - Rezonans, 30 Ağustos
Devam eden sergiler
Martch Art Project, Hatırladığım Kadarıyla / Ecemnaz Dalmaz, 28 Haziran
Art On, Summer Selection, 28 Haziran
Loft Art, Dualite, 29 Haziran
Dirimart Dolapdere, 365 Mevsim / Jorinde Voigt, 29 Haziran
Galeri Nev İstanbul, Bana Benden Yakın, Benden Yabancı - İçimde Dolaşan, Gezen Biri Var / Nermin Er, 30 Haziran
Summart Sanat Merkezi, Rüyalı / Uğur Ulusoy, 30 Haziran
BüroSarıgedik ve Merdiven Art Space, Bir Nevi İşgal Hali / Gülsün Karamustafa, 1 Temmuz
Istanbul Concept Gallery, Elma Dalı / Mustafa Orkun Müftüoğlu, 5 Temmuz
Sanatorium, Çek Valf / Kerem Ozan Bayraktar, 12 Temmuz
Meşher, Hikâye İstanbul’da Geçiyor, 13 Temmuz
Zilberman Istanbul, Graceful Elegant Beasts / Larry Muñoz, 26 Temmuz
Zilberman Dialogues, Bizden Değilse Bizdendir / Memed Erdener
26 Temmuz
Quick Art Space, Benzer Bir İpe Düğümlü Olmak, 27 Temmuz
Arter, İçinde Yaşadığımız Deri / Koray Ariş, 3 Ağustos
Salt Beyoğlu, Anadolu’nun Bitki Mirası, 10 Ağustos
Yunt, Başıboşlar, Gergedanlar ve Yanlış Anlamalar Hakkında / Guido Casaretto, 15 Ağustos
Borusan Contemporary, İçimdeki Şehir / Doug Aitken, 17 Ağustos
Borusan Contemporary, Ebedi Prelüd, 17 Ağustos
Pera Müzesi, Samih Rifat: "Çok İş Var Yapacak", 17 Ağustos
Pera Müzesi, Ay Işığıyla Dans / Marcel Dzama, 17 Ağustos
Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Muallâ, 7 Eylül
İMALAT-HANE, TunState / Aslı Çavuşoğlu, 27 Eylül
Arter, Heykel Olma Teşebbüsü / Franz Erhard Walther, 5 Ekim
Hara, Tarihin Neresindeyiz?, 30 Kasım
Arter, Duvar Çizimi / Can Aytekin, 14 Ocak 2025'ten itibaren
Yapı Kredi Kültür Sanat, Bir Arada, 4 Ocak 2026
Arter, Basınç Altında Suyun Üstünde, 11 Ocak 2026
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Maceraperest Bir Mimarın Fotoğrafhanesi: Arif Hikmet Koyunoğlu, 17 Mayıs 2026
Görmek için son günler
EVİN, Sezgiler ve İzler / Temür Köran, 21 Haziran
Öktem Aykut, Kipple / Samuel Laurence Cunnane, 21 Haziran
Pilot Galeri, Can’t Come, Still Emerging / Melih Çebi, 21 Haziran
Dirimart Pera, Dünyayı İçine Çekmek / Mustafa Hulusi, 22 Haziran