Feshane tartışmalarının arka planı nedir? + İBB'nin sanat mekanları + Argonotlar Ajanda
İBB'nin sanat çalışmalarını ele alan iki yazıyla karşınızdayız! İyi haftalar...
Herkese merhaba. İBB başta olmak üzere birçok belediye, kamu kurumu güncel sanata alan açan işler gerçekleştiriyor. Aslında bu bir süredir unuttuğumuz bir pratikti. Tabii ki bu çalışmalar kamu-özel sektör ve kamu-kamu kurumu ilişkisi, şeffaflık ve denetim, siyasal çekişmeler gibi birçok konuda tartışma yaratıyor. Bu hafta Feshane’deki “Ortadan Başlamak” sergisini Karşı Sanat ekibiyle derinlikli bir şekilde konuştuk. Aynı zamanda İBB Miras’ın kazandırdığı kültür mekanlarını da Urban.koop kurucularından Onur Atay değerlendirdi. İyi okumalar.
Muğlak kavramların kamusal alanları: Yerel yönetim ve kültür sanat mekânları
Kültürel iktidar tartışmalarının siyasi ve toplumsal ölçekte bolca yapıldığı bir dönemde sosyal ve kültürel açıdan daha kapsayıcı, katılımcı ve erişilebilir kamusal mekânlar neden önemlidir? Onur Atay’ın kaleme aldığı yazı Argonotlar’da.
“Kültür-sanat mekânları… Yakın zamana kadar hakkında kamusal ölçekte pek de laf söylemediğimiz, belki de kamunun ilgi alanı olduğunu bile düşünmediğimiz sanat galerileri, müzeler, etkinlik mekânları ve benzeri dört duvar arası veya harici mekânlar. Bugün itibariyle kamuda iddialı yansımalarını gördüğümüz, yerel yönetimlerle merkezi yönetimin yarışabileceği genişliğe ve arza ulaşmış olan bir fiziksel arayüz. Aşağı yukarı son on yılda ne nasıl değişti de bu meselenin tartışma alanı böylesine büyüyebildi, sıra sıra açılan mekânlar birbiriyle yarışıyor hale gelebildi? Esasında devletin yıllanmış ve artık nispeten kendi özerkliğini üretmiş müzeleri, galerileri ve tiyatroları haricinde, birkaç köklü kurumun veya doğruya doğru, ülke ekonomisinin önemli kısmının ortağı olacak büyüklükteki holdinglerin öncülüğünü yaptığı, mekân üzerinden kültürün ve sanatın korunması meselesi nasıl bugün kamunun esas ilgi alanlarından biri haline geldi? Bu yazı, bazı mecralara ait özelleşmiş tipteki mekânları bağlamın dışında tutarak genel mekân enflasyonuna dair güncel bir bakış atmaya çalışacak.”
Çatışmalı ama yan yana bir kamusallık
Saldırılardan sonra kapanış tarihi uzatılan Feshane’deki “Ortadan Başlamak” sergisini kuran Feyyaz Yaman ve Ezgi Bakçay’la bu hafıza mekânı üzerinden yaşananları konuştuk.
“Bunlar bir tür yaşam tarzı üzerinden gözdağı vermek ve politikayı kültür alanına da sıkıştırarak bütün pratiklerimizi daraltmak anlamına geliyor. Gelen kitlenin kalabalıklığına, niteliğine ve davranış biçimlerine baktığımızda örgütlü – planlı bir hareket olduğunu da görüyoruz. Biz durumu tespit edip, “işimize bakalım” demeyi strateji olarak benimsedik. Bu da serginin açık kalması, mekânın olabilecek en etkin şekilde kullanılması, serginin oluşturduğu topluluğun genişlemesi ve güçlenmesi anlamına geliyor. Yasaklamalar ve saldırılar artabilir önemli olan bunlara karşı ortak bir duruş sergileyebilmek. Türkiye’nin kültür sanat alanı tarihinde pek çok kolektif direniş, reddiye örneği de mevcut. Üstelik bunlar şenlikli, ironik, umutlu hareketler. Belleği tazelemek özgüveni de arttıracaktır.”
Ezgi Bakçay
“Gerçekten bir çokluk tahayyülü varsa, çokluğun da çeşitliliği üzerinden bir heterodoksi tanımı yapıyor isek; oradan türlerin bütün çeşitliliğini taşıyabilecek bir masa, bir platform, bir tartışma zemini oluşturma ihtiyacını kaçınılmaz görüyorum. Bu yüzden “ortadan başlamak” derken sonucu belli olan bir çizgisellik üzerinden konuşmak değil de, sorunlarımız ne, gerçek yaşadığımız çatışmalar ve gerilimler ne ise tüm bunları bir nedensellik arayışı içerisinde müzakereye yatırmak adına bir girişimde bulunduk bu sergiyle. “Arkadaşlar masayı boşalttık, bu masanın üzerine tüm sorunları dizelim ve yavaş yavaş bir diyalog çerçevesinde nasıl konuşulabilir hale getiririz, buradan başlayalım” diyoruz.”
Feyyaz Yaman
İstanbul’un ve çocukların Reşad Ekrem’i
Salt Galata’da sürmekte olan Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi sergisi üzerine, araştırmacı Serdar Soydan’dan İstanbul ve çocuklar özelinde bir değerlendirme.
“Aziz Nesin, tanıdığı, bildiği, birlikte çalıştığı edebiyatçılar hakkındaki anı ve görüşlerini kaleme aldığı ama ne yazık ki tamamlayamadığı, ölümünden sonra yayınlanan Birlikte Yaşadıklarım, Birlikte Öldüklerim başlıklı çalışmasında, şair, romancı ve edebiyat tarihçisi Cevdet Kudret’ten bahsederken “Bir profesyonel yazarın hangi türde ve hangi yazın dalında yazacağını, yazarın kendisi değil, yazın pazarı belirler,” diyor. Nesin’in bu cümlesini, sevdiğim tüm yazarlar hakkında çalışırken hatırlar ve bu yazarlar acaba hangi eserlerini para için yazmışlardır, madden, manen özgür olsalar ne yazmak ister, hangi türde, hangi eserleri kaleme alırlardı diye düşünmeden edemem.”
“Reşad Ekrem Koçu’yu her şeyden önce tarihi tefrikalarıyla tanıyoruz. Doğan Kitap, 2015’ten beri yazarın eserlerini yeniden basıyor. Şimdiye kadar 28 kitap yayınlanmış ve bu kitaplardan sadece biri bir biyografi; geri kalanlar Osmanlı İmparatorluğu döneminde geçen roman, uzun öykü ve etütlerden oluşuyor.”
🗓️Argonotlar Ajanda, İstanbul'daki güncel sergileri takip edebileceğiniz bir rehber.
🌞 Yaz sergileri
Zilberman Galeri, Genç Yeni Farklı 12
.artSümer, Yaz Karması
Yapı Kredi Kültür Sanat, Cumhuriyetin İlk Yılı
Galeri Nev İstanbul, Aynı Ufka Bakmak
Arter, Sonsuz / Sarkis
Pera Müzesi, Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar
Anna Laudel Gallery, Seni Sevmeyen Ölsün
Salt Galata, Başka Kayda Rastlanmadı: Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi
Haftaya görüşmek üzere. 👀