Hüseyin Bahri Alptekin'in anmak
Bu hafta doğum yıldönümü vesilesiyle Hüseyin Bahri Alptekin'e bakıyoruz. Ayrıca solo sergisi vesilesiyle Cem Mumcu'yla konuşuyoruz. İyi okumalar!
Hüseyin Bahri Alptekin: Bir sanatçı olarak seyyah

“Daha Pek Çok Şey: Hüseyin Bahri Alptekin” podcastini Zeynep Nur Ayanoğlu’yla birlikte hazırlayan Abdullah Ezik, doğum yıldönümünde Hüseyin Bahri Alptekin’i yazdı!
Birçok çağdaşından farklı olarak felsefe eğitiminden gelen Hüseyin Bahri Alptekin, gerek bireysel gerekse kolektif olarak birçok iş gerçekleştirmiş, farklı isimlerle ortak üretimler geliştirmekten, yeni kolektiflerin oluşumuna destek olmaktan yaşamı boyunca vazgeçmemiştir. Dolayısıyla bu çokyönlülük ve her zaman diyaloga hazır tavır, Alptekin için üzerinde durulması gereken bir diğer konuyu, sanat pratiğinin arka planında yatan çok sesliliği vurgular.
Arşiv kayıtlarına 1970’lerden itibaren fotoğraf çeken, resim yapan, kolaj üreten Hüseyin Bahri Alptekin, giderek ivmelenecek bir şekilde yaşamı boyunca üretmeye, işlerini sergilemeye devam etmiştir. “Joseph Beuys Anısına” (1986, Alman Kültür Merkezi, İzmir), “Anı-Bellek I” (1991, Taksim Belediyesi Sanat Galerisi, İstanbul), “Hiyerarşi” (1991, Siyah Beyaz Sanat Galerisi, Ankara), “Popüler Mitler ve Grafik (S)imge Dolaşımı” (1992, ANFA-Atlınpark, Ankara), “Heterotopia” (1992, Ars Art Gallery, Ankara), “A Foreigner = A Traveller” (1993, Stedelijk Museum, Schiedam, Hollanda), “Sabun / Kömür” (1994, Galeri Nev, Ankara) gibi sergilerle özellikle 1990’lı yıllarda yurtiçinde ve dışında birçok sergi gerçekleştiren Alptekin, sanat pratiğinde birçok başlık üzerine düşünür.
Cem Mumcu: “Üzerini örttüğümüz her şeyin altında kalırız”
Cem Mumcu “Inhibition/Exhibition” sergisinde hem kişisel hem de toplumsal düzeyde bastırılan duyguların sergiye dönüşümün imkanlarını arıyor. Sanatçıyla keşfettiği yolların görsel ve yazınsal karşılıklarını konuştuk.
✍️ Uğur Ugan
Ne olur peki sıkıştığını ifade etmezsen? Bir doktor olarak nasıl yorumlarsınız? Bu nasıl patlar?
Benim bir lafım var; üzerini örttüğümüz her şeyin altında kalırız diye. Hem bireysel hem ruhsal hem fiziksel hem toplumsal anlamda hasta oluruz, deliririz, çürürüz. Çürüyoruz da. Birçok şey aşınmaya başladı. İnsanı hasta eden şey duyguların kendisi değil, o duyguların ya farkına varmamak ya da ifade edememek. Bir şey ifade edildiğinde çözüme daha dönüğüzdür. Ben seninle ya da bir başkasıyla olan ilişkimde “Bu yaptığın bana hiç iyi gelmiyor ya da öfkelendiriyor” dediğimde çözüm başlar. Bunu söyleyemediğinde ya da bunu söylemenin yanlış ya da suç olduğu ortamda ne olur bu insan? Tecavüz, taciz ya da haksızlığa uğradığını söylediğinde çözüme dönük bir şey başlar ama bunları da söyleyemediğinde her anlamda aşınma, çürüme, hastalanma başlar. Ondan sonra da bizi delirtenler bize deli derler. Halbuki biz deli değiliz, biz delirtildik. Burada bununla karşılaşanın yüzleşmesi ve biraz da olsun yüreklendirilmesi için bu sergi var. Orada korku ruhu kemirir demişim, korku hakikaten ruhu kemirir.
Başlarken: Elde Dikmek
İMALAT-HANE’de devam eden Nancy Atakan’ın “Beni Yok Etme” adlı kişisel sergisinin küratör metni Argonotlar Kütüphanesinde.
✍️ Can Küçük
Yazın, aynı zamanda çalışma alanım da olan odam kumaşlarla doluydu. Kumaşların yaşam alanlarımızdaki pek çok nesnenin parçası olduğunu, kolayca katlanıp bir köşeye kaldırılabildikleri için dikkat çekmediklerini düşündüm. Bezin üstünde çalışırken, Nancy ile paylaştığımız bir anı aklıma geldi: 2023 kışında elimdeki kumaşların bir kısmı onun evindeydi. Birbirimizi yılbaşına nasıl girdiğimizden haberdar etmek için çektiğimiz videolardan birinde, bana ait kumaşlardan birinin yanlışlıkla ona gittiğini, Nancy’nin de bu kumaşı alıp kendine bir etek diktirdiğini ve yeni yılın ilk saatlerinde bu eteği giyip dans ettiğini gördüm. İkimiz de ayrı yerlerde, birbirimizin kumaşlarıyla sarılmıştık. Buradan Oraya (2025), kumaşın Nancy ve benim hayatlarımızdaki yerini ve bunun üzerinden kurduğumuz bağı anlatıyor.
İplik, kan bağına benzer, fakat başka bağlar kurar. Nancy’nin anlatısında aile, genellikle “aile ağacı” yerine, toprağın altında bitkiler ve mantarlar arasında iletişimi sağlayan kök ağıyla temsil edilir. Nancy’nin aile tablosu, her türlü canlı ve cansız varlığı bu ağın bir parçası haline getirir. Köklülük (2020) isimli nakış işinde, Nancy’nin çalışmalarında sıkça kullandığı ağaç imgesi köklere yapılan bir vurgu olarak sergide yer alıyor. “Rooted” (kök salmış) ve “uprooted” (kökünden sökülmüş) gibi kelimeler, Nancy’nin kurduğu aile anlatısında hem bağlı hem bağımsız olabilen kimliğini tanımlıyor.
Argonotlar Ajanda
Argonotlar Ajanda güncel sergileri takip edebileceğiniz bir rehber.
Yeni sergiler
Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Muallâ, 28 Şubat - 7 Eylül
Ferda Art Platform, Aksıcaklık / Ebru Uygun, 13 Mart - 5 Nisan
Dirimart Pera, No Rain, No Flowers / Summer Wheat, 14 Mart - 13 Nisan
Devam eden sergiler
Galeri Nev İstanbul, Alev Ebüzziya Siesbye, 28 Mart
EVİN, EVİN’Salon, 29 Mart
The Pill, Beyaz Oda / Jean-Charles Eustache, 29 Mart
EVİN, Olmak Üzerine / Ilgaz Gürün, 29 Mart
Quick Art Space, Palas Pandıras / Desen Halıçınarlı, 1 Nisan
Zilberman Selected, Hayalet Uzuvlar / Selçuk Artut, 5 Nisan
Arter, Islak Zemin / Yasemin Özcan, 6 Nisan
Arter, Gelecek Zamanın Süregelen Hikâyesi / Angelica Mesiti, 6 Nisan
Yunt, Serbestlik Dereceleri, 11 Nisan
Dirimart Dolapdere, Günübirlik İnşa / Seçkin Pirim, 13 Nisan
Decollage Art Space, Daimi Yolcu, 13 Nisan
Merdiven Art Space, Yeryüzünün Sesi / Lütfi Özden, 18 Nisan
Çağla Cabaoğlu Gallery, Yankı - Rezonans, 25 Nisan
Galerist, Yanardağ Sevdalısı, 26 Nisan
Anna Laudel Gallery, Zamanla Dokunanlar / Belkıs Balpınar, 27 Nisan
Sanatorium, Toprak Parçasının Koptuğu An / Didem Erbaş, 3 Mayıs
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Çocuk Odaklı Şehir - Bir Eşitlik Arayışı, 4 Mayıs
Zilberman Istanbul, Şeylerin Ailesinde / Itamar Gov, 15 Mayıs
Meşher, Hikâye İstanbul’da Geçiyor, 13 Temmuz
Arter, İçinde Yaşadığımız Deri / Koray Ariş, 3 Ağustos
Borusan Contemporary, İçimdeki Şehir / Doug Aitken, 17 Ağustos
Borusan Contemporary, Ebedi Prelüd, 17 Ağustos
Arter, Duvar Çizimi / Can Aytekin, 14 Ocak 2025'ten itibaren
Arter, Heykel Olma Teşebbüsü / Franz Erhard Walther, 5 Ekim
Görmek için son günler
Art On, Crossroads Digital, 15 Mart
Galeri Siyah Beyaz, Mehmet Nâzım / Mehmet Nâzım, 15 Mart
Summart Sanat Merkezi, Kusur-suz / Dilşad Akçayöz, 18 Mart
BüroSarıgedik, Solukdaş, 21 Mart
Bozlu Art Project, Kuzeye Doğru, 22 Mart
Martch Art Project, Süregelen bütün bu şeyler arasında / Merve Denizci, 22 Mart
Kun Art Space, 7067 Sokak / Feyzan Alasya, 22 Mart
Loft Art, Yaşam Şarkısını Söyler, 22 Mart
Öktem Aykut, Opus 3c / Silva Bingaz, 22 Mart
Haftaya görüşmek üzere.