Mardin'in yeni sanat evi+ Sanat yayıncıları açık oturumunda ne konuştuk?
Bu hafta güncel sergilerin yanında Bor Sanat'ın gerçekleştirdiği “Bir Eleştiri Mecrası Olarak Sanat Platformları ve Yayınları” açık oturumuna bakıyoruz. Argonotlar Ajanda da bültenin sonunda!
Misafirlerden yapılmış bir şehrin sanat evi
Misafirlik ve mihmandarlık döngüsünün içinde Mardin’in yeni sanat mekânı Meyman’ın ve açılış sergisinin düşündürdükleri…
✍️ Mehmet Mahsum Oral
Misafir sanki hep aç ve hiç doymayacak bir şeydi de. Evdeki her şeyin tamamının evle birlikte bir sininin üzerine konulabildiği zamanlardı. Vitrindeki porselen fincanlar yeni gelen misafir için yıkanırken tozlarından daha çok, bir önceki misafirin dudak izlerini kaybederdi.
Ve misafir ağırlamak kadar bir misafir olmanın da tuhaf tarafları vardı, çerçevenin askısıyla duvardaki çivinin arasında gerdirilmiş bir ipte duran büyütülmüş vesikalık bir fotoğraftaki bir adam, o haliyle sanki bakışlarını üzerimize eğmiş gibi dururdu. Fotoğrafçı ya da şair Metin Eloğlu’nun “resimci bey” diye çağırdığı adam, sanki o an fotoğrafını çektiği kişiye mimiklerinden çok, gözlerinin önemli olduğunu söylemişti. Ve biz de bizzat bunu duymuş kadar olurduk.
Firavunun değil, hepimizin mavisi

Galerist’te yer alan “Distilled From Scattered Blue” sergisi vesilesiyle mavinin yolculuğu, potansiyeli ve çağrışımları üzerine…
✍️ Hale Albayrak
Yara açılmadan önce de var mıdır? Ya da yaranın kapanıp gitmesi, ardında bir iz dahi bırakmaması, bu yarayı yok hükmüne getirir mi? Şimdi ve burada olmayan bir yara, hiç olmamış mıdır? Lara Ögel’in Yara’sı ile Fatoş İrwen’in Uluma-1 adlı eserinin karşılıklı duvarlarda konumlanması bu soruları aklıma getirdi. Topografyayı andıran iki eser de coğrafyanın, iklimin, toprağın, soyun devamının yara üzerindeki etkisini sorgulatırken İrwen’in Filistin haritasıyla doğrudan bağlantı kurabileceğimiz eseri, bir kara parçasının acıyla nasıl da eş hâle geldiğini yüzümüze çarpar nitelikteydi.
Ahmet Murat’ın “Kalp yaralanmaz çünkü kalp yaradır” dizesini düşünürken Ahmet Doğu İpek’in lapis lazuliyle çalıştığı Repair/ Lapis Lazuli serisinde bu ihtişamlı maviyi kocaman kaya parçalarıyla birlikte kullanması, lapis taşının serencamını hatırlatarak yüzümde bir gülümseme oluşturdu. Bu sefer devasa olan kutsal figürler değil de koca bir yumruydu ve bu yumru göğsümüzün tam ortasına oturmuş ya da hâlihazırda hep oradaymış ve yüzleşmeyi anını bekliyormuşa benziyordu. Yaranın ihtişamı, lapis lazuliyle göz dolduruyor; yüzyıllarca ufak detaylarda görülebilen bu rengi İpek, cömertçe izleyiciyle paylaşıyordu. Yaranın ihtişamını hatırlatan diğer bir eser de Kate Mccgwire’ın aynı salonda bulunan Slip heykeliydi. aranın ya da melankolinin nerede başlayıp nerede bittiğini anlayamamak gibi, heykelin başını sonunu anlamak mümkün değil.
Bir 5533 hikâyesi
5533’te gerçekleştirilecek “Sen&Ben&O” sergisinin ve konuşma serisinin kavramsal metni Argonotlar Kütüphanesinde.
✍️ Didem Erbaş
2013’te Merve Ünsal’ın davetiyle 5533’le tanıştım. Sonra Nancy Atakan ve Volkan Aslan’la tanışma sürecim başlıyor. Ardından her yıl 5533’te ne olup bitiyorsa takip etme serüveni… 2024 yılının Ağustos ayında uzun bir “residency” sürecinden sonra İstanbul’a döndüğümde, Nancy’e 5533’te bir şeyler yapma fikriyle gittim. Birkaç görüşme sonrasında yapacağım program hakkında Nancy ve Volkan’ı bilgilendirdim ve insanlarla iletişim kurma sürecim de böyle başlamış oldu. Böylece tam 11 yıl aradan sonra 5533’te tekrar vakit geçirme fırsatı bulacağım.
5533’te yapacağım program, üzerinde çalıştığım araştırma “İnsan Sonrası Bakışı Bağlamında Yapay Manzaralar ve Materyalin Politikası (Artificial Landscapes and the Politics of the Material in the Context of the Posthuman Gaze)” fikrinden hareketle sunum performanslara, atölye üretimlerine ve workshoplarına açık olacak. Program, Kasım ayında çevrimiçi sunumlar eşliğinde başlayacak, ardından 5533’ün mekanında sunum ve atölye etkinlikleriyle devam edecek ve son olarak da işbirliği içerisinde olduğum sanatçılarla bir sergiye dönüşecek.
Arazinin illüzyonu
Mehmet Çeper’in “Derhal” isimli kişisel sergisinin katalog metni Argonotlar Kütüphanesinde.
✍️ Fatih Tan
Dron’un kendisi görünmez, zemine yansıyan gölgesi topoğrafyayı kırarak, taşın ve toprağın amorf biçimine meydan okur. Platon’un Devlet VII kitabındaki “mağara alegorisi” gibi, yansıma gerçekliğin özünü vermez. Yukarıda duran cismin işlevi ve bulunma sebebi, tabloya bakan, kompozisyonu koyutlayan gözün/görünün/görme açısının ardına düşer. İzleyici sadece bir gölgeyi görür. Gölgenin aritmetiğini kıran, biçimini parçalayan ve netliğini bozan, toprağın ve taşın kusurlu varlığı olarak tanzim edilir. Mağara duvarına yansıyan gölge ya da Velázquez’in Las Meninas (Nedimeler) tablosundaki arkada asılmış aynadan yansıyan kral ve kraliçenin siluetleri gibi, görünen sadece bir yansımadır ve öylece havada duran -ilk etapta- belirsiz bir fenomenin bilinmezliğine dairdir. Havada asılı duran veya seyir halinde olan cisim, gölgesiyle bir kroki ölçüsü gibi zemine bir mekân tasarlar, yeri işaretler ve bir meskenin temelini belirler. Boş alan mekânsal bir elverişliliğe, kolonyal bir praksise dönüşür. Coğrafyanın mekânsal bu upuygunluğu, izleyicinin algısında artefakt olarak kalır. Çölün-bozkırın-arazinin geniş taşlık ve engebeli alanı, her şeyin getirilip bir çırpıda yok edilebilecek kapalı bir mekânın oksimoron açıklığına evrilir. Artık her şey bir şekilde hem açıkta, ulu orta ve ayan beyan bir netliktedir hem de görünür bir “illüzyonun” görünmez kapalılığındadır.
Sanat yayıncıları tartışıyor
Geçen yıl başlayan ve “deneyimler ile tanıklıkları” konu alan Bor Sanat söyleşileri, bu yeni sezonda odağını sanat yayıncılığına çevirerek 27 Ekim Pazar Minoa Pera’da “Bir Eleştiri Mecrası Olarak Sanat Platformları ve Yayınları” başlıklı bir açık oturum düzenledi. Emre Erbirer’in kolaylaştırıcılığında yürütülen etkinlik, sanat yayıncılığına dair pek çok kriz noktasını tartışmaya açarken; alanda yazıp çizen, alana dahil olamayan, alana dahil olup ayrılmak zorunda kalan, ana akımlaşmış veya yalnızlaştırılmış pek çok kişi ve kuruma kapılarını açtı.
Bu oturumun hazırlığında rol oynayan Argonotlar’ın Kurucu Yayın Yönetmeni Kültigin Kağan Akbulut, ArtDog Istanbul’un Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Kırmacı, Unlimited’in Genel Yayın Yönetmeni Merve Akar Akgün ve sanat tarihçisi, eleştirmen ve aynı zamanda Bor Sanat’ın danışmanı Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün’ün de katılımıyla; sanat yayıncılığının geçmişle kurduğu ilişki, Türkiye’de arşivcilik geleneğinin sanat yayıncılığının bugününe ve geleceğine etkisi, finansal soru ve sorunlar, sanat yayıncılığının sansür ve bağımsızlıkla mücadelesi, sanat yazarlığıyla geçinme problemi gibi alana dair tartışmalar yeniden gündeme taşındı.
Argonotlar Ajanda
Argonotlar Ajanda güncel sergileri takip edebileceğiniz bir rehber.
Yeni sergiler
.artSümer, Hepimiz Biliyoruz / Civan Özkanoğlu, 16 Kasım - 28 Aralık
Galerist, Küçük Kara Işık / Burcu Yağcıoğlu, 15 Kasım - 21 Aralık
Decollage Art Space, Zamanlar Arası, 15 Kasım - 8 Aralık
Ferda Art Platform, Daire / İnci Furni, 12 Kasım - 7 Aralık
Devam eden sergiler
Dirimart Dolapdere, Contact / Peter Zimmermann, 24 Kasım
Summart Sanat Merkezi, World Nowadays / Cyrus Kabiru, 30 Kasım
Merdiven Art Space, Toprak Biriktirir Geçmişi II / Berka Beste Kopuz, 30 Kasım
Galeri Nev İstanbul, Kuş Ölür, Sen Uçuşu Hatırla / Murat Morova, 30 Kasım
Galeri Siyah Beyaz, Yol Açanlar ve Aradığım Yollar / Bedri Baykam, 30 Kasım
Yunt, 2,5B, 6 Aralık
Zilberman Istanbul / Zilberman Selected / Zilberman Dialogues, Yükselen sular, yayılan ışıklar, 7 Aralık
Art On, Real Estate / Erdal İnci, 7 Aralık
Arter, Uçurtma Zamanı/Jackie Matisse, 12 Aralık
Pilot Galeri, Akış / Tufan Baltalar, 14 Aralık
Hara, Vargit Çiçekleri / Cansu Yıldıran, 18 Aralık
Bozlu Art Project, İçinde Bir Bağ, 21 Aralık
Evin, Onírico / Emin Turan, 21 Aralık
Sanatorium, Aralıktan Seksek / Irmak Canevi, 21 Aralık
Arter, Farz Et Ki Sen Yoksun, 29 Aralık
Salt Galata, Sosyalizme Tercüme, 23 Ocak 2025
Pera Müzesi, Vera Molnár’ın İzinde, 26 Ocak 2025
Pera Müzesi, Hesaplar ve Tesadüfler, 26 Ocak 2025
Salt Beyoğlu, Tasarımcının Notu, 2 Şubat 2025
Arter, Karaya Çıkmak Yasaktır / Maaria Wirkkala, 23 Şubat 2025
Arter, Islak Zemin / Yasemin Özcan, 6 Nisan 2025
Görmek için son günler
Quick Art Space, Bilgelik Terazisi, 15 Kasım
The Pill, Stagehand / Leylâ Gediz, 16 Kasım
Martch Art Project, Sanat, Aşk ve Varoluş Krizlerinde / Fırat İlmeç, 16 Kasım
Haftaya görüşmek üzere.