Bayram tatilinde görebileceğiniz sergiler neler?
Bu hafta güncel kuir üretimlerden bir seçkiyle ve haftanın okuma önerileriyle karşınızdayız. Argonotlar Ajanda ise İstanbul'da bayram tatilinde görebileceğiniz sergileri derledi. 🗓️
Güncel kuir üretimlere dair: Bir KIRIK seçkisi
LGBTİ+ sanatçıların işlerinden ve kuir üretimlerinden oluşan KIRIK inisiyatifinin hazırladığı gösterim programını İrem Karaaslan ele aldı.
Dünyada tutucu iktidarların yükseldiği ve geleneksel değerlerin dayatıldığı bir ortamda, KIRIK düzenlediği çeşitli çevrimiçi gösterim programlarıyla haksızlıklar karşısında dayanışmanın dönüştürücü gücünü hatırlatıyor. Yalda Afsah ve Ginan Seidl’in Oğlan (Boy) (2015) isimli belgesel filminin gösterimiyle 23 Kasım 2023’te açılış yapan program, kuir üretimlerden ve farklı coğrafyalardan LGBTİ+ sanatçıların eserlerinden bir seçkiyi izleyiciyle buluşturmaya programdaki en son işi olan Samet Sert ve Nisa Aslan’ın Yuva (Nest) videosuyla devam ediyor. Bu seçki geleneksel normlara uymayan cinsel kimliklere yüklenen kültürel ve siyasi kısıtlamaların, bireyin toplumdaki hareket alanını ve faaliyetini nasıl şekillendirdiğini gösterirken, süregelen baskıcı hegemonyanın, ancak dayanışma gücüyle kırılabileceğini vurguluyor.
Duyma biçimleri: Havada
Mimar, sanatçı Özden Demir, Serkan Aka’nın Schneidertempel’da gerçekleşen, ses düzenekleri ve buluntu nesne enstalasyonlarından oluşan sergisini ele aldı.
Serkan’ın anneannesinin evde kullandığı Singer dikiş makinasını, makinanın tıkıdık tıkıdık tıkıdık diye bacak ve kol gücüyle çalışan mekanizmasının o çıplak estetiğini tam olarak görmüyoruz. Ama otopsi sonrası organları özenle ayrılmış bir beden gibi parçaları nesnelerin içinde karşımıza çıkıyor. Bu fragmanlar bu defa farklı bir gerçeklikte, bu mekânın içinde başka bir seste yine bütün oluyorlar. Dikiş makinesinin kutusu kuş yuvalarına dönüşmüş. Bu kuş seslerini elimle bir kolu ileri geri çevirerek, metal bir vidanın ahşap üzerinde dönerek sürtmesini sağlayarak çıkarıyorum. Bachelard’ın Mekânın Poetikası kitabında bahsettiği, ilk defa bir kuş yuvasıyla karşılaşıldığında yaşanan o heyecan, tedirginlik, şaşkınlık! Her defasında başka öten bu kuşlar Serkan’ın yanında büyüdüğü, artık kurumuş olan Burdur Gölü’nün kayıp kuşları… “54 yılda Burdur Gölü’nün yüzde 47’si yok oldu.” Bu bir sürü rakam, bu ekolojik yasın büyüklüğünü tarif etmeye yetmiyor. Yüzde 47 oranında su, yosun, taşlar ve kuş sesleri.
Gündelik, absürd bir dilin yakın tarihe düşen kaydı
Biz o yıllarda onu anlayamıyorduk. Şöyle anlayamıyorduk; düşünmek istemiyorduk o yanını. Finans-kapital de o yıllarda bugünkü olduğu gibi değildi. Bir kere sanata ayrılan bir kapital var idiyse eğer o kapital çağdaş sanata ayrılıyordu. Çok ilginç bir şekilde paranın buraya gittiğini görüyorduk biz. Fakat konvansiyonel sanatın içine giren resim ve heykel arasında resim sanatını ikincil olarak görüyorlardı. Dünyada 50’lerden sonra var olan avangart rüzgâr, 80’ler 90’lardan sonra çok hızlandı. Dünyada bir sürü kurum küratörlük okulları, çağdaş sanat destekleri falan gibi işlere girişti. Türkiye’ye de yansıdı bu durum. Resmi temsil eden akademik kanat ve onun ürünleri olan sanatçılar kendi içinde bir piyasa oluşturma kaygısına girdiler, ki bugünkü piyasanın çok daha düşük çaplı bir şeyiydi. Ancak belli hocalar ve belli insanlar piyasanın içerisinde olabiliyordu. Küçük bir sermaye bu piyasanın içerisinde dönüyordu. Fakat bunlar çağdaş sanat kurumları gibi örgütlü insanlar değillerdi. Hâlâ Fransız ekolünden gelen, sanatçı dehasına inanan birtakım tiplerdi. Son derece örgütsüz ve darmadağınıktı resim sanatının dünyası. Fakat çağdaş sanatın dünyası küratörleriyle, yazarlarıyla ve en önemlisi arkasındaki sermayeyle çok daha örgütlü bir durumdaydı. Biz de konvansiyonel bir sanatın tam temsilcisi gibi de davranmak istemedik. Çağdaş sanata karşı da değildik. İkisinin arasında bir şeye yerleşmek için uğraştık biz. Dolayısıyla Hafriyat Karaköy’ü açtık ve ikinci üçüncü sergimizden sonra çağdaş materyallerle çalışan bir sürü insanı aramıza almıştık. Dolayısıyla bizim karşı olmamız “manifestal” bir şey yaparak değil, yeni bir form ortaya çıkararak karşı olmaya çalıştık.
DUYURU: Faruk Sade Sanat Fonu başvuruları başladı
Sade ailesi tarafından kültür ve çağdaş sanatı destek amaçlı verilen Faruk Sade Fonu’na başvurular başladı.
Bayram tatilinde görebileceğiniz sergiler
Arter
-Farz Et Ki Sen Yoksun-Kendi Gölgesinde
-Johanna Gustafsson Fürst & Dilek Winchester: GLOSSOLALALA
-Şakir Gökçebağ: Göründüğü Gibi
Bayram arifesinde ve birinci gün kapalı, sonrasında ziyarete açıkPera Müzesi
-Gelecek Hatıraları-Tam Yerinden
Bayramın birinci günü kapalı, sonrasında ziyarete açık
Meşher, Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar
Bayramın birinci ve ikinci günü kapalı, sonrasında ziyarete açıkSalt Beyoğlu, Üç İç Denizin Ülkesi Handan Börüteçene
Bayramın birinci ve ikinci günü kapalı, sonrasında ziyarete açıkİstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923
Bayramın birinci günü kapalı, sonrasında ziyarete açık
Galeriler ve diğer kurumların bilgilerine websitelerinden erişebilirsiniz. Argonotlar Ajanda’ya göz atabilirsiniz.
💌 Bayram sonrası burada görüşmek üzere.